FFA’da diabetik kistoid maküla ödemi izlenen bu iki hastaya uygulacak herhangi bir tedavi sonrasında, hangi hastada daha iyi fonkisyonel sonuç elde etmeyi beklersiniz?
“Temmuz 2013- Ayın Sorusu” bölümüne ilgi gösterip soruyu cevaplayan herkese teşekkür ederiz.
Bu ayki sorunun cevabı “A” şıkkıdır. Soruya doğru cevap veren kişiler arasında çekilen kura sonucu bu ayki kitap ödülünü Sn. Dr. Özdemir Özdemir kazanmıştır. Kendisini tebrik ederiz.
Bu ayki soruda FFA’da diabetik maküla ödemi izlenen iki hastanın OCT kesitlerine göre hangisinin daha iyi görsel prognoza sahip olabileceğinin tahmin edilmesi istenmiştir.(A) şıkkındaki olguda OCT kesitinde kistoid maküla ödemi (kistik tip maküla kalınlaşması) ve seröz maküla dekolmanı izlenirken, (B) şıkkındaki olguda kistoid maküla dejenerasyonu görülmektedir. Her ne kadar iki olgunun da FFA’da gösterdiği patolojik görünüm birbirine çok benzese de (kistoid maküla ödemi), OCT bize daha detaylı analiz olanağı sunmakta ve prognoz hakkında hata payı neredeyse olmayan yorum yapmamıza yardım etmektedir. Seröz maküla dekolmanları FFA’da ilave bulgu vermemektedir. Yine benzer şekilde FFA’da kistoid maküla ödemi ile kistoid dejenerasyon ayrımı yapılamamaktadır.
Kistoid maküla dejenerasyonu maküla ödemi ile seyreden bir çok hastalıkta görülen bir patolojidir. OCT’de retina içi kistlerin büyük olması (bazen tek bir kist)ve özellikle de kistler arasında kalan sağlıklı retina dokusunun (septaların) neredeyse ortadan kaybolması şeklinde kendini gösterir. Bu da retina içi dokunun kaybını (özellikle de retinanın çatısını oluşturan Müller hücrelerinin) işaret etmektedir ve kistler uygulanılacak olan tedavi ile gerilese bile sağlıklı retina dokusu elde edilemeyeceğinin dolaylı göstergesidir. B şıkkında da örneği görüldüğü gibi kistoid dejenerasyonu olan olgularda genelde fotoreseptörlerin sağlıklı olduğunu gösteren IS/OS bandının bozuk olduğu görülür. Bu da görece kötü görsel prognozu desteklemektedir.
Seröz maküla dekolmanları da kistid maküla ödemi ile seyreden bir çok patolojide (diabet, ven kök tıkanıklığı, ven dal tıkanıklığı, Behçet Hastalığı, Irvine Gass sendromu) görülen değişikliklerdir. Bunların hemen hepsi maküla ödeminin tedavisinde kullanılan tedavi yöntemleriyle ve ödeme paralel şekilde gerilemektedir. Günümüzde seröz maküla dekolmanlarının fonkisyonel prognozu direkt etkilediğini gösteren kapsamlı yayınlar yoktur. Her ne kadar bazı hekimler bu tip dekolman izlenen olgularda daha enerjik davranılması gerektiğini düşünseler de (sonuçta retinanın en değerli bölgesinde dekolman var) karşılaştırmalı çalışmaların eksik olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim. Bu açıklamadan da anlaşılacağı gibi seröz maküla dekolmanı varlığını -en azından günümüzdeki delillere göre- kötü prognoz bulgusu olarak kabul edemiyoruz.